Nasturi, ilk Hıristiyanlık tartışmalarından sonra ortaya çıkan mezhebe inanan halka verilen isimdir. Nasturiler ilkçağ dönemlerinden itibaren Sasani-Bizans çekişmelerinin ortalarında bulundukları için her iki devletten de zaman zaman tolerans gördüler. Ancak aynı mezhebe ve dine mensup olmadıkları için büyük çoğunlukla eziyetlere ve kırımlara uğradılar. İslam fetihleri ile birlikte Nasturiler devlet mekanizmalarında önemli görevlere getirildiler. Bu dönemde eski Yunan eserlerini Arapçaya çevirerek İslam medeniyetinin kültürel olarak gelişmesine olanak sağladılar. Bu yıllarda Nasturi misyonerler Çin’e kadar bütün Orta Asya’da Hıristiyanlığın misyonerliğini üstlendiler. Bu durum daha sonraki Moğol hâkimiyetleri sırasında onların kendilerine olan toleransı sayesinde devletin bazı yöneticilerini Hıristiyan yapabilme umudunun yeşermesine olanak sağlamıştır. Ancak bu umutları, Moğolların bir müddet sonra kendilerine yüz çevirip baskı uygulamaya ve onları büyük kırımlardan geçirmeleriyle yok olmuştur.