“Sevmek, güzel birine aşık olmak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.” Genç bir adam, parlak ay ışıklarının aydınlattığı bir St. Petersburg gecesi ve yalnız bir kadın…
Beklenti, fedakarlık, acı, keder ve hayal kırıklığının aşkın içinde kendine nasıl yer bulduğunu anlatan Beyaz Geceler, bu anlamda diğer Dostoyevski eserleri arasında farkını ortaya koyuyor.
Kahramanın, genç ve güzel Nastenka’yla tanışması, ona aşık olması ve onun başka birini bekliyor olduğunu öğrenmesiyle birlikte yaşadıkları kararsızlık, belirsizlik ve bekleyiş içindeki bu üç karakterin yaşadığı dört beyaz gece, aynı zamanda bir film senaryosudur.