Mustafa sevincinden uçuyordu. Çünkü oğlu doğmuştu. Karısını hastahaneden alıp eve getirmişti. Sarı ev ilk kez bir bebek çığlığı ile çınlıyordu.
Mustafa Kaptan'ın yanında Mehmet ile birkaç balıkçı dostu vardı.
– Kaptan, oğlanın adını ne koydun?
Mustafa Kaptan düşündü. Mehmet'e baktı.
– Yıllar önceki fırtınayı anımsıyor musun? O günden sonra oğlumun adını koymuştum: Bora! Onun adı Bora.
– Bora, güzel ad. Kendi de öyle güçlü olur. Babasını aratmaz.
Kadınların bulunduğu odadan şarkılar yükseldi. Sonra ikisi balıkçılar kahvesine doğru dışarı çıktı. Kaptan kabına sığmıyordu. Bir oğul sahibi olmak en büyük zenginlikti. Onu öyle yetiştirecekti ki balıkçıların kralı olacaktı.