“KAOSUN İÇİNDE BÜYÜYEN İNSANLAR, NE ZAMAN DİNGİN BİR SUDA YÜZSE BOĞULURDU. BAZILARIMIZIN RUHU GÜRÜLTÜYE O KADAR AŞİNAYDI Kİ BİR PARÇA SAKİNLİK GÖRDÜĞÜMÜZDE SESE İHTİYAÇ DUYAR VE O SESİ ÇIKARTMAK İÇİN BOĞAZIMIZA UZANAN ELLER KENDİ ELLERİMİZ OLURDU.”
Eflâl...
Mazinin prangalarından kurtulur ve kalemi eline alarak geleceğini kendi elleriyle yazar.
Lâl...
Bazı vedaların kendisiyle verdiği savaşla olduğunu anlar ve bu savaşı dişiyle tırnağıyla kazanır.
Eflâl’in kaderin onu yanlış kapıya yönlendirmesiyle başlayan hikâyesi onlarca insanın hayatını değiştirir. Bu değişim hepsinin hayatını farklı açılardan etkilemeye devam etmektedir. Sona ulaşan yolculuklarında, pusulası kendi kalbi olanların yolu yeniden kesişecektir.
Hayat önlerine her zaman bir set çekse de el ele o zorluğun üstünden atlayan Akdoğanların sınavı onları bambaşka noktalara götürür. Beraber göğüs gerdikleri bir yolculuğun sonunda bir kez daha sağ çıkabilecekler midir?