Mutlu Prens herhangi bir şey için ağlamayı aklından bile geçirmez. Mutlu Prens’in yüksek bir sütundaki heykeli şehrin bacaları üstünde yükseliyordu. Baştan aşağı ince, altın yapraklarla kaplanmıştı; gözlerinin yerinde parlak iki elmas vardı, kılıcının kabzasında da iri, kırmızı bir yakut ışıldıyordu. Herkes çok hayrandı ona gerçekten de. Şehir meclisinin sanat beğenisiyle ün kazanmak isteyen üyelerinden biri, “Bir rüzgar gülü kadar güzel…” diye fikir yürüttü; kendisi hiç de hayalperest olmadığı halde, öyle diyeceklerinden korkarak “Ne var ki o kadar faydalı değil” diye ekledi sonra. Duyarlı bir anne, ay’ı eline geçiremediği için ağlayan küçük oğluna, “Neden mutlu prens gibi olamıyorsun?” diye sordu. Oscar Wilde’in 1888’de yayımlanan ve kitaba adını veren Mutlu Prens öyküsü, en tanınmış olanıdır. Yazar hedef kitlesini “yediden yetmişe çocuk ruhlu insanlar, şaşırma ve sevinme gibi çocuksu yetilerini koruyanlar” olarak açıklamıştır.