Tüm bu çalışmalarımda gözlemlediğim ilk konu, teknolojik gelişmeler ve müşteri ihtiyaçları nedeni ile nakit yönetimi dünyasının hep dinamik olduğudur. İkinci konu ise, finansal okuryazarlık konusunda özellikle küçük işletmelere ve hane halkına yönelik çok fazla çalışma yapılması gerekliliğidir. Türkiye özelinde sermaye piyasalarının gelişimi adına, işletmelerin büyümesi ve sürdürülebilirliği adına nakit yönetiminin finansal yönetimin altındaki en önemli başlık olduğu kanaatindeyim. Borsa İstanbul’un toplam piyasa değerinin Facebook’un piyasa değerinden düşük olmasının nedeni Türkiye’deki işletmelerin, bankacılık sistemi dâhil, ölçeğinin küçük kalmasıdır. Bunun nedeni ise, başta KOBİ’lerde finansal yönetim ve nakit yönetimi esaslarına olan hâkimiyetin düşüklüğüdür. Uluslarararası bir finans merkezi olmak isteyen İstanbul’un Avusturya İktisat Okulu, Wharton, Harvard Business School, London School of Economics gibi bir iktisadi yönetim ekolü (doktrini, okulu) olması gerekliliğine inancım doğrultusunda, bu ilk kitabımda deneyimlerimden hareketle nakit yönetiminin önemini aktarmaya çalıştım