Almancada 1994 yılında yayımlanan romanı Hiçkimse Koyu’nda Bir Yıl ile ilk defa özyaşamöyküsel konuları romanının merkezine alan Peter Handke, yazarın varoluş sorunuyla da ilgilenmeye başlar. Elinizdeki roman Avusturyalı bir yazarın, kendini güvende hisseden bir sanatçıdan edilgen bir gözlemciye dönüşen başkalaşımını ele almaktadır. Oğluyla olan kırılgan ilişkisinden başarısız evliliğine giden süreçte deneyimledikleri, bitirmeye çalıştığı romanının dünyanın karmaşıklığı karşısında nasıl da yetersiz kaldığını gözler önüne serer. Hiçkimse Koyu’nda Bir Yıl satırlar arasında dünyanın anlamını arayan okura yol göstermektedir.
“Kısacası o zamanlar, bir insanın ve bir yerin gözümde ‘bir’ olduğu tek dönemdi ya da bir insanın benim için bir yer anlamına geldiği; onun beni, benim yerim olarak algıladığı tek dönem. Birlikte oturduğumuz yerde kendimi baştan ayağa evimde hissetmiyorsam, herhangi başka birine karşı olan en içten bağlılığın bile –şu ya da bu aile büyüğüme, Oğlum’a– bir yararı yoktu. O yere sahip olmadığım sürece her türlü sevgi boşunaydı.”