Kendimi bildim bileli türkü dinler türkü söylerim. Türkü bir yaşam döngüsü gibi yürekten ömre ömürden dile düşer. Türküyü yaşayan yazar, söyleyen yaşatır, dinleyen kendi payına düşeni alır. Öyle ki; kaleme dökülen her hece özlem olur, sevda olur, düş olur...
Her bir mısrada adresi belli olmayan ağıtlarımız varken, ağıtın öznesinde ben olurum, sen olursun, onlar olur. Ama en çok da yaşanmışlığın içinde yaşayamadıklarımız
olur. Acı, keder ve gözyaşlarımın gölgesinde ukde kalmış arzularım olur. Kimi zaman avazım
çıktığı kadar susmuşluğum kimi zaman da tek mısrada kaybolmuşluğum var.
Şimdi ise adını koyamadığım bir özlemle artık o mavi gözlerine bakamadığım, hasretiyle burnumun direğini sızlatan, özlemiyle yüreğimi yakan canım babam, var. “Türkü bizim özümüzdür.” diyen babamın benden son isteğini yerine getirmenin burukluğuyla, onun altı
eserinin de bulunduğu bu şiir kitabımı koca çınarıma ithaf ediyorum.
Türkü nakışlı bir gönül kalemiyle, her dizeyi satır satır yüreklerinize bölüyorum. Payınıza düşeni alırken, sizi en güzel sevdalara emanet ediyorum.