Hayat ne verdiyse, hınç yapmış, kin tutmuş, geleceğe pusu kurmuş bir düşman gibi her şeyimi almak için savaş halinde. Bir ben köhne kalplerin ücra şehirlerine harabe inşa etmişim. Hani adım atacak yer, dönecek mesafem bile kalmamış hunharca girdiğim çare deliklerinde. Kısmet mutsuzluğu reva görmüş gibi bana, ne ferah bir nefes çektiriyor ciğerlerime, nede dilim kuş gibi cıvıldıyor salt gerçeklerin ışığına.
Şimdi mühür yemiş gözlerimde hep bir hüzün sultanlık kurmuş, genzime ilmek ilmek ıstırap düğümleri dokunuyor… En acısı da, bakamıyorum artık sevdiğimin gözlerine özgürce, hatalı gibi, günahkâr gibi, yalancı gibi utangacım aşk vurmuş ifadesine... Ve o bunlardan habersiz her başını kaldırdığında, ben bir kere daha vurulup, her seferinde olduğu gibi can veriyorum gamzelerinin gölgesinde.