Günümüzde şehadet denildiği zaman hemen akıllara "Allah yolunda öldürülme" gelmektedir. Şüphesiz şehadetin içinde bu mana da vardır. Fakat Kur'an'da asıl öne çıkarılan manası bu değildir. Kur'an'da şehadetin ön plana çıkarılan manası, "örnek olmak, başkaları için model ve ölçü olmak"dır. Özellikle Bakara Suresi'nin 143. Ayeti, şehadet kavramının Kur'an'daki manasına eksen teşkil etmektedir: "Ve işte böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, bütün insanlar üzerine hak şahidleri olasınız, peygamber de sizin üzerinize şahid olsun."
Şehadet kavramının "Allah yolunda ölmek" şeklindeki İslam literatürüne girmiş manası Kur'an'dan değil, hadislerden kaynaklanmaktadır. Biz bu kavramı Kur'an'daki manasını ön plana çıkararak işlemeye çalıştık. Fakat bu hadislerden kaynaklanan manasını da göz ardı etmeyip her ikisini bir bütün şeklinde anlamaya çalıştık. Bu amaçla Kur'an'daki manasına şahit olma, hadislerden kaynaklanan manasına da şehit olma tabirini kullanarak şehit olmayı şahit olmanın bir sorunu olarak izah ettik.
Ayrıca şehadeti, "Kelime-i Şehadet getirmek" klişesinden kaynaklanan sözlü bir eylemden ziyade, bir yaşam biçimi şeklinde anlamaya ve anlatmaya çalıştık. Şehadet kavramını açmaya çalışıkrken kanlı bir ölümden öte "şehid gibi yaşama"nın esas maksat olduğunu ve yatakta ölmenin şehid olmaya mani olmadığını vurgulamaya özen gösterdik.
Şüphesiz, şehidin kanı onun şehid olduğunun görünür alameti ve süsüdür. Hatalarımız bize, doğrularımız Rabbimize aittir.