Bulgar edebiyatının en büyük ustalarından Yordan Yovkov, aydın kimselerden çok köylüleri anlatıyor ve karakterlerini iç dünyasını ruhsal çözümlemelere girmeden, zarif betimlemelerle okura sezdiriyor. Bu özelliğine karşın öykülerinde insanın ruhsal serüvenine ve değişimine önem verdiği, günahkarları, katilleri, yol kesen haydutları anlatırken onların yaşadığı ahlaki uyanışa odaklandığı hemen dikkat çekiyor. Yovkov halk masallarından yararlanarak yazdığı öykülerini topladğı Balkan Efsaneleri'nde, savaşların kavurduğu bir coğrafyanın sıradan insanına evrensel bir rol biçiyor. Karakterler ile fikirler arasında organik bağlar kurarak okuru doğal bir şekilde felsefi sorgulamaların içine çekiyor.