Yüce Allah, Zariyat suresinin 47. ayetinde evrenin genişlediğini bildirir. Bu ayet, okuması olan her insanın anlayabileceği açık bir ifadeyle; “Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz” der. Ancak, Bu kadar açık bir ifadeye rağmen, bizler evrenin genişlediğini, Kur’an’ın insanoğluna tebliğinden asırlar sonra, 1929 yılında Amerikalı bir bilim adamının sayesinde öğrenebildik.
Kur’an, doğa kanunlarını anlatan ansiklopedik bir kitap değildir. Ancak yaratılış gerçeğinin her alanında olduğu gibi doğa kanunlarındaki şaşmaz ölçü ve düzenin temel konuları sıklıkla vurgulanmıştır. Okuma, düşünme ve anlamaya defalarca dikkat çeken Kur’an’ın, emirlerinden biri de bilimdir. Ancak Müslüman milletlerde özellikle son 6 asırdır, böyle bir amaç ve çaba olmadığı açık ve ortadadır.
Bizler, Kur’an’ın emirlerinin bir kısmını bilmiyor veya yerine getirmiyorsak, bilim ve dini iki farklı alan gibi düşünmeye başlayıp, tek olan bütünü ikiye ayırmışsak, sosyal hayatımızda din adına yaşadıklarımızın kesin bir şekilde İslam olduğuna nasıl emin olabiliyoruz?
İşte, bu çalışmanın amacı, din anlayışımızdaki bu büyük yanlışlığı gözler önüne serebilme çabasıdır. Allah’tan tek dileğimiz, bizleri, yaşadığımız onlarca yılda geçen sürenin, gerçekte akşamın bir saatinden fazla olmadığını göstereceği o hüküm gününden önce doğru yola iletmesidir.