Ryu Murakami, neon ışıklı caddelerin karanlık ara sokaklarında geçen bağımlılık, ölüm ve hayal kırıklıklarıyla dolu sert eserleriyle, modern Japon edebiyatının en önemli isimlerinden. Yazarın magnum opus’u kabul edilen Emanet Dolabı Bebekleri terk edilmiş iki çocuğun çıktıkları intikam yolculuğunun kendini arayışa dönüşmesinin hikâyesi.
Tokyo’daki bir tren istasyonunda, bitişik emanet dolaplarına terk edilen iki çocuk: Haşi ve Kiku. Yokohama’daki bir yetimhaneden birlikte evlat edinilen çocuklar 16 yaşına bastıklarında koruyucu ailelerinin yanından ayrılırlar. İkisi de kendilerini Tokyo’da, Zehir Adası adındaki, uyuşturucu bağım-lıları, hastalar ve suçlularla dolu terk edilmiş bölgede bulurlar. Haşi, D. adında garip bir yapımcıyla tanışarak bu metruk bölgenin rock yıldızlığı merdivenlerini birer birer çıkar. Kiku ise sırıkla atlamacı olur ve evini timsahı için bir bataklığa dönüştüren model kız arkadaşı Anemone’yle birlikte Tokyo’yu yok etmek için DATURA adlı bir maddeyi arar. Hayatları bir hız treni yolculuğu gibi geçen Haşi ve Kiku’nun akıllarından asla çıkaramadıkları iki kelime vardır: anne ve intikam.
Sert ve çarpıcı Emanet Dolabı Bebekleri, bir neslin kendini arayışına ayna tutan, gerçeküstü bir büyüme hikâyesi.
“Bazen nefes almakta zorlanacağınız, bazen nefes nefese okuyacağınız ürpertici bir roman. Her kitabına ayrı hayranlık duyduğum Ryu Murakami’nin kendine has bir korku tonu, vahşi bir hayal gücü, acımasız bir üslubu var. Gözlerinizi kaçırmak isteyeceksiniz, kaçıramayacaksınız.”
Hakan Bıçakcı
“Modern Japonya’nın tuhaf yanına şahane bir yolculuk.”
Oliver Stone