“Homongolos kuvvetli, zeki, metîn, iradeli, şen, hatta biraz zevzek ve maskara denecek kadar şen bir adamdır. Fakat taş gibi hissizdir... Ölene acımaz, ıztırap çekene güler... Sevgi ve şefkati gülünç bir zaaf addeder... Aşk onun için bir manasız masaldır... Ana, baba, kardeş, evlat muhabbeti onun için izah edilemeyecek bir muammadır... Bu nokta-i nazardan Homongolos hakiki bir makineden farksızdır...”
Edebiyatımızın unutulmaz isimlerinden Reşat Nuri Güntekin’in kaleme aldığı bu eserde Homongolos Ziya ile Sâra arasında yaşananlar eşsiz bir kurgu ve yalın bir dille anlatılıyor. Başta Sâra’ya kaba davranıp onu küçümseyen Ziya, ondan hiç beklenmedik bir karşılık alıyor. Zengin, güzel ve şımarık bir kızın intikam oyunu sonun başlangıcı oluyor.
Namıdiğer “Çirkinin Romanı”, fiziksel çirkinliği, karşılıksız bir aşkla birleştirip önyargıların insan hayatındaki etkilerine dikkat çekerken hazin öyküsüyle yaklaşık yüz yıldır her okunuşta yüreklerde derin izler bırakıyor.