“Bir gencin ailesine açılması zor olabilir, hele çaresizlik ve umutsuzluk kokan bir istekte bulunması daha da zor gelebilir. Üniversiteye başlarken anneme açılmıştım, ıkına sıkıla sevdiğimi anlatmaya çalışmışken komik bir söylemde bulunmuş olmalıyım ki gülmüş, sonra o güne kadar hiç takınmadığı bir ciddiyetle karşı çıkmıştı isteğime. Unut demişti!”
“Sandıktaki Babam” hüzün ve kederle işlenmiş dağılmak üzere olan bir ailenin öyküsü. Almanya’dan İstanbul’a oradan Güneydoğu’ya uzanan, köklerinin etkilerini araştırıp öğrenmek ve sarılmak isteyen bir gencin babasına ve ailesine karşı verdiği mücadelenin sesi. Korkulara rağmen, heyecanları, coşkuları ve umutları buluşturan, bir solukta okunacak bir roman.