İletişimin ana öğeleri göz önünde bulundurulduğunda; var olan gerçeklik kaynak, insan alıcı, algı ise insanın var olandan çıkardığı mesaj olarak kendisini gösterir. Somut gerçeklik ne olursa olsun, insanın gelen mesaj karşısındaki hazır bulunuşluk seviyesi ve tavrı; onu anlamlandırmasında etkili olur. Bu nedenle insanın söz konusu olduğu yerde mutlak gerçeklikten değil, ondan çıkarılan sonuç ya da elinizdeki eserin konusunu oluşturan ALGI’dan bahsedilebilir. Bu eserde, günümüz popüler kültüründe kendisine oldukça sağlam bir yer edinmiş olan “algı” hususu, alanında uzman akademisyenler tarafından mercek altına alınmakta ver farklı meseleler üzerindeki algılar değerlendirilmektedir.
Çalışmada ele alınan konular şu başlıklar altında toplanmaktadır: Çocuk edebiyatı algısı, şiirde mutlak anlamsızlık, atasözlerinde yabancı algısı, gazellerde ve muhammeslerde kadın algısı, kelimelerde anlam ve algı ilişkisi, tabiat ve medeniyet algısı, algı fiillerinde çok anlamlılık, israf algısı, Osmanlı tıp metinlerinde Türkçe, atasözlerinde metaforik zıt anlam, Hititlerde kadın algısı, Orhan Kemal’in romanlarında kadın, “Çıkrıklar Durunca” adlı romanda Toplumcu Gerçekçi Algı, 15. Asır Divan şairlerinde Fatih Algısı, kültürel mirası koruma algısı.
Prof. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ
