“Nasıl bir acıdır ki bu içimdeki, buradan gidersem ondan uaklaşırım diye korkuyorum?’
Ak cüppli yanıtladı Mahmut’u:
‘Şairin, Bir derdim var, bin dermana değişmem, dediği duygudur bu, sonsuz aşktır. Sen erenlerin elinden dolu içtin, oğul! Artık aşkının yolu çizilmiştir. Önüne çok engeller çıkacak, lakin tümünü aşacaksın.Resmini gördüğün kızın adı Elif’tir. Nice dağın, ırmağın ardında Gence diye bir kent vardır. Gence Bey’nin kızıdır Elif.
Şunu bil ki, senin içine düşen ateş, onun içine de düşmüştür. Umudunu karanlık yollara ışık eyle.
Hadi, yolun açıl olsun...”
Geçmişin düşleri, kültürümüzün zenginliği halk hikayeleri edebiyatımızın usta kalemleri tarafından çağdaş bir yorum ve dille yeniden anlatılıyor.