Bu kitap basit bir sorunun cevabını aramaktadır: “insanlar nasıl inançsız olur”. Bu soruya hemen her dindarın verilecek bir cevabı vardır. Bazıları, inançsızların yeterince akletmediklerini düşünürken, bazıları da onların nefislerine uyduklarını iddia edecektir. Bazısı, inançsız denilen insanların aslında hakikatin farkında olduğunu ama onu gizlediklerini düşünürken, bazısı da “her şey ailede olup bitiyor” diyerek kestirme bir cevapla yetineceklerdir. Bu sorunun cevabını merak etmemek ve soruya tamamen kayıtsız kalmak ise dinin tabiatına aykırıdır, çünkü din, tüm insanlara yüce bir mesajı ulaştırma iddiasındadır. Oysa bu mesaja muhatap olduğu halde bazı insanlar onu kabul etmemektedir. Aynı mesajı bazı kişilerin kabul edip bazı kişilerin kabul etmemesi, basit cevaplarla açıklanacak bir vakıa değildir. Kısacası, bu basit bir sorudur ama cevap o kadar basit değildir. Din psikolojisi alanında bu soruya cevap arayan birçok çalışmaya, artık bu kitabı da dahil edebiliriz.