Şu an hayatımın en güzel çağında yaşıyorum. Onun için hayatımın ilk yıllarını kaleme almaya karar verdim. Yüz yaşıma kadar yaşayamayacağıma göre elimi çabuk tutmalıydım. İnsan kendi hayatını anlatmak için kendine âşık olmak zorundadır. Beni diğerlerinden ayıran, kendimi bağışlayabileceğim tek nokta varsa o da okurumun beğenisini kazanmak için değil kendim için yazmamdır. Öyle edebi sanatlara, söz oyunlarına girmeye de niyetim yok. Sadece ve sadece olayları yazacağım. Ben otuz yıl, kırk yıl hiç durmadan yazan, ama bu kadar yıl sonra ne yazdığını anlayamayan romancılar gibi, öykücüler gibi de değilim. Halk için değil, kendim için yazarım, çünkü hiçbir çıkar amacını gütmüyorum. Ama yine de edebiyatın etkisinden kurtulamadığım anlar oluyor; işte bu beni çıldırtıyor.
Romanda ifade edeceğim düşüncelere gelince pek sıradan şeyler olabilirler. Benim değer verdiğim şeyler, başkaları için hiçbir anlam ifade etmeyebilir de. Bütün bunları bir önsöz amacı ile yazdım. Bundan sonra artık hayat hikâyeme geçebilirim.