"Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz; en doğru, en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir; medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir..."
Mustafa Kemal Atatürk
Dr. Necip Hablemitoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olma yolunda, devrimlerden dönüş sürecinin sancılarını yaşıyor." diyerek endişelerini dile getiriyor, bulgularını ortaya koyuyor:
"Yeni binyılın şeyhlerinin, dervişlerinin, müritlerinin ve meczuplarının amaçlarının da değiştiği gözlemleniyor. Artık amaç, bir şeriat devleti kurmak değil. Şeriat; iktidarı, parayı, her türlü gücü ele geçirmenin sadece simgesel, klişeleşmiş adıdır. Mürtecilik yani gericilik de artık salt dinsel anlamda kullanılmıyor."
"Bunlara karşı olmak, onaylamamak artık yetmiyor... Her gerçek kamu görevlisinin mağdur olma pahasına, elini taşın altına koyması; devletimizin, tam bağımsızlığımızın geleceği açısından inisiyatif kullanırken canının yanmasını, bedel ödemesini göze alması gerekiyor. Çoğunluk seyrettikçe, mücadele etmek yerine mücadele eder gibi yaptıkça, Fethullah Gülen'den, daha cesur ve namuslu olmadıkça, bilelim ki daha çok Uğur Mumcu’lar, Ahmet Taner Kışlalı’lar aramızdan yitip gidecekler."
Necip Habletimoğlu, canı pahasına ne yaptı? Bize yabancıların oyunlarını anlattı. Yabancılarla işbirliği yapan yerli hainleri tanıttı. Fetö Terör Örgütü tehdidini, devlet kademelerindeki örgütlenmelerini kuşkuya yer bırakmadan belgelerle ispatladı.