Kentlerin birinde, hem birkaç adım kadar yakın, hem de binlerce kilometre kadar uzak, esrarlı bir yapı var. Gencecik insanları kendine çeken, iyilikle mi, kötülükle mi dolu olduğu bilinmeyen bir yapı bu. Belki yarı ölü, belki de ölümsüz bir yapı: Zera Köşkü.
Belki en korkunç kâbuslarınız gerçekleşecek orada, belki de bizzat siz kâbusa dönüşeceksiniz.
Ve belki de her şeyin nedeni, aşk. Ama kimi zaman aşk, en dehşetli kâbus değil midir zaten?
Hele ki bir hayalete âşıksanız.