Birisi size ne kadar yaratıcı olduğunuzu soracak olsa, aranızda “Hiç yaratıcı değilim. Sanat ruhu, Allah vergisi.” diyecek birçok kişi olacağını tahmin ediyorum. Çünkü birçoğumuzun yaratıcılıktan anladığı; estetik ve özgün yepyeni bir şeyler üretebiliyor olmak. Bu algı doğru olsa bile, pek çok derin anlamı olan yaratıcılık kavramına, dar ve sınırlı böyle bir perspektiften bakmak, ona haksızlık etmek demek olur. Çünkü yaratıcılık, nereye vardığımız değil, neyle seyahat etmeyi tercih ettiğimizdir. Yaratıcılık, problemlere ve uyumsuzluğa karşı duyarlı olmaktır. Yaratıcılık, kestirimde bulunmak ve çözüm üretmek... Hayal etmek, düş görmek... Alışılmış kalıpların dışına çıkmak, prangaları söküp atmak, hür olmak… Var olana yeni bir şekil vermek… İnanmak, güvenmek, anlamak, hissetmek yaratıcılık… Hudutları varlık kadar engin, yokluk kadar sonsuz… Bildikleriniz kadar gerçek, bilmedikleriniz kadar muamma… Bu açıdan bakıldığında evrendeki herkesin son derece geniş şümullü bu kavramdan nasibini almış olduğunu söylemek son derece doğal. Mademki içimizde her daim yaşayan böyle bir potansiyel var, haydi onu kullanma zamanı!