Bir Azmin Kırılgan Hikayesi
Kalbini insanlara açarken, onlara güvenirken de hızlı olduğu kadar, kırılırken de hızlıydı. Ama her koşulda hüzünleri ironik bir neşeye çevirmeyi başardı.
Yaşama olan aşkını hep sıcak tutarak yürüdü... Hastalığı bile onun bu hızına yetişemedi. Bakışlarında hep uzak sesler, zaman kırıntıları, menekşe eziklikleri, yaşam ıslıkları taşıdı hep. Yaşamaya kadar sevdalıydı ki, çekip gitmeyi aklının ucundan bile geçirmedi. Çünkü uyku denen şey, kirpiklerinin üstünde bir kusur gibi duran şeyden ibaretti biliyordu.
İçinde büyüttüğü fırtına yanlış adreslere yönelmemeliydi. Türküleri seviyorum diye, klasik müzik başlayınca radyoyu kapatmanın bir anlamı yoktu ona göre.