Ermeniler neredeyse toplumsal tarihlerinin son yüzyılını Türklük ve Türkiye aleyhine propaganda ve karalama ile geçirmişlerdir. Bu propagandanın odak noktasını onların 1915 Tehciri ile Türkler tarafından mağdur edildikleri, büyük haksızlıklara uğratıldıkları tezi oluşturmaktadır. Bu iddiaların hem Türk hem de dünya kamuoyunda objektif olarak tartışılması ve tarihi gerçeklere göre bir kanaate varılması en büyük dileğimdir. Elinizdeki bu eserin de böyle bir tartışmada önemli bir veri olacağını düşünüyorum. Bu eseri çevirerek 40 yaşından sonra anavatan Türkiye’ye kavuşan bir Ahıska Türkü olarak ben de üzerime düşeni asgari ölçüde olsa da yapmak istedim.
Okuyucu bu eserde ne bulacaktır? Yazar Vasili Lvovich Velichko 1860’ta doğmuş Tiflis’te yaşayan ama bütün Kafkasya’yı dolaşan ve iyi bilen bir gazeteci ve yazardır. Dünya görüşü olarak Çarlık ideolojisini sıkı sıkıya savunan, yaşadığı dönemde sosyalist ideoloji aleyhtarı muhafazakâr bir Rus aydınıdır. Yazarın bu hatıra kitabında Kafkasya’da Rus yönetiminin yaşadığı zaaflara, Ermenilerin yönetimi dolaylı olarak ele geçirmelerinden duyduğu kaygıların açık izleri görülür. Bu kitabın yayınlanması yazarın 1903’te ölümünün hemen ertesinde yakını M. D. Muretova’nın editörlüğünde gerçekleşmiştir.
Eser Velichko’nun yaşadığı zamanın siyasi gelişmelerine ilişkin gözlem ve görüşlerini içeren bir hatıra kitabıdır. Kitaba bir bütün olarak baktığımızda Ermeniler’ in Kafkasya’da Türklere karşı yürüttükleri karalama propagandasının Tehcirden çok önce başlatılan profesyonel bir strateji olduğu kolayca anlaşılacaktır. Eserin 1904’te yayınlandığına okuyucunun dikkatini çekmek isterim: Henüz 1915’e gelinmiş değildir. Ama Ermeniler bütün Kafkasya’da Türkleri ezeli düşman addetmekteydiler. Bu eserde Karabağ ve Ahıska’nın güney kesiminde Ermenilerin izledikleri nüfus stratejileri, yöneticilere karşı izledikleri şantaj politikaları örneklendirilerek açıklanmaktadır. Hınçak örgütünün sıradan Ermeni halkını kendi siyasi emelleri için esir alması, basının kendilerine karşı çıkan herkes aleyhine bir tehdit aracı olarak kullanılması da çarpıcı bir şekilde ortaya konmaktadır. Yazarın bu konudaki tespitleri onun Ermenilerce düşman olarak ilan edilmesi için yeterli olmuştur.
Eserde Kafkasya Müslümanları, Azerbaycan Türkleri ve Anadolu Türkleri arasındaki bütünlüğe yapılan vurgu, Kafkas halklarının kökeni, o dönemdeki etnik tablo ve Rusların Petro zamanından beri yürüttükleri Büyük Rusya emperyalizmi emellerinin bir Rus yazar tarafından içtenlikle savunusu da yer almaktadır.
Ermenilerin yürüttükleri çarpıtma ve propagandaları çok önceden bildikleri ve uyguladıklarını bu eserde açıkça görmek mümkündür. Bazen propaganda gerçeği esir alır. Ermeniler de bunu yapmaktadırlar. Benim amacım ise sadece gerçeklerin doğru şekilde anlaşılmasıdır.
Çevirinin Türk gençlerinin Kafkasya tarihi, etnik yapısı ve Ermenilerin yüzyılı fazlasıyla aşan izledikleri stratejinin temel hedeflerini anlamalarına katkıda bulunacağına inanıyorum. Gençlerimiz yakın tarihimizi çok iyi bilmelidirler ki geleceğimizden emin olalım.
Eserin aslına tümüyle sadık kalmaya özen gösterdim. Ermenileri daha yakından tanımak için Rusça kaleme alınan çok sayıda önemli eserin Türkçe’ye kazandırılmasına büyük ihtiyaç bulunduğunu düşünüyorum. Bu çevirinin Türk okuru ile buluşmasını sağlayan Astana Yayınlarına ve Adalet KAHVECİOĞLU hanımefendiye bilhassa teşekkür ediyorum.
İbrahim Gazigil