Ursula K. Le Guin’in yaşlılık hakkında söyleyecekleri var: Bana yaşlılığımın var olmadığını söylemek aslında benim de var olmadığımı söylemek demek. Yaşımı sildiğinizde, hayatımı da siliyorsunuz – beni siliyorsunuz.
Fantazya hakkında anlatacakları var: Fantazya yalnızca “Ya işler şu anda olduğu şekliyle devam etmeseydi?” diye sormaz, öteki türlü olsaydı nasıl olabileceğini de gösterir.
Kahvaltı hakkında nasihatleri var: Bir yumurtayı kabuğunu soymadan yemek sadece pratik değil, azim, hatta cesaret ve muhtemelen suça iştirak etme arzusu gerektiriyor.
Ve ödüller hakkında da: Sanat bir at yarışı değil. Edebiyat da Olimpiyat değil.
Duru, samimi, muzip, zeki… Yaşamış en özel insanlardan biri olan Ursula K. Le Guin’den edebiyata, kahvaltıya, kedilere, ödüllere ve aslında hayata dair olağanüstü bir eser! Kitapların insanlarla nasıl arkadaşlık edebildiğini merak edenlere ve bu çok özel arkadaşlığa ilişkin hafızasını tazelemek isteyenlere, pek çok şeyin dertleşildiği ve günün sonunda hayatın biraz daha güzel olduğu bir hayat anlatısı.
Boşa Geçirecek Vakit Yok, seksenlerinde bir kadının nasihat etmeden, kibirlenmeden içini döktüğü sıcacık bir kitap