MÖ 399’un ilkbaharında, yetmiş yaşındayken dinsizlik ve gençlerin ahlakını bozma suçlamalarıyla Atina’da mahkeme önüne çıkarılan Sokrates “sözleriyle değil işleriyle” kendini savunur. Kendisini “ustalıkla” savunacak bir konuşmayı okumayı, öğrencilerinin ödeyeceği yüklü bir kefaleti ya da hayatının son günlerini sürgünde geçirmeyi reddederek bile isteye ölümüne yürür. Savunma yorumcular tarafından sıklıkla çok az, hatta hiçbir felsefi ana fikre sahip olmamakla eleştirilir. Oysa yukarıda sunula öykü Savunma’nın sadece kurgusal iskeletidir. Platon’un mahkeme önün çıkardığı Sokrates’in kendisinden çok, onun hakikati ortaya çıkarma yollandır. Hakikati araştırma yolları Sokrates’in ahlakının kurucu öğeleridir. Aslında Savunma diyalektiğin diyalektik bir gerekçelendirilmesini sunar. Platon’u: gözünde itham edilen de Sokrates'in uğruna öldüğü de bu yöntemdir. Sokretes’in yaşamı da ölümü de bu yöntemin başarısını ortaya koyar.
Batı felsefe tarihine yön veren Platon, Sokrates’in Savunması adlı eserinde gençlerin ahlakını bozmakla ve dinsizlikle suçlanan Sokrates’in ünlü savunmasını konu almıştır. Hakikati aramak uğruna ölümü bile göze alan Sokrates, gençleri felsefi düşüncelere yöneltmiş ve bir yandan da yaptığı eleştirilerle pek çok düşman kazanmıştır. Düşüncelerin özgürce ifade edilmesinin suç olduğu günümüzde de güncelliğini kaybetmemiş bir eserdir Sokrates’in Savunması.