“Genç bir ailesi olan, sağlıklı bir adamken altmış yaşında onu kısa sürede ölüme götürecek tedavisi mümkün olmayan dejeneratif bir hastalığa yakalanan birine talihli demek size bayağılığın daniskası gibi gelebilir. Ancak talihin insana yüzünü göstermesinin tek yolu yoktur. Motor sinir hücresine yenik düşmek bir noktada tanrıları gücendirmek anlamına gelebilir elbet, başka söylenecek söz yok. Gelgelelim ille de acı çekecekseniz, bunu sağlam bir stokla yapmanız daha iyi: Analitik çalışmaya hazır bir zihnin, geri dönüşümü mümkün ve çok amaçlı işe yarar anı kırıntılarını elinin altında bulundurması iyi olur.”
Anılar Şalesi, dejeneratif bir hastalığın son evrele-rinde kendi anılar şalesinin odalarında dolaşan olağanüstü bir zihnin, zamanımızın en iyi tarihçi-lerinden Tony Judt’un içgözlemleri. Bütünüyle farklı, alışılmadık üslupta yazılmış bir anılar ya da otobiyografik denemeler toplamı. Bir veda konuşması niteliğindeki kitap Judt’un kendi yaşamına ilişkin gözlemleri kadar içinde yaşadığı dünya üzerine düşünceleriyle de dikkat çekiyor: Yemekler, tren gezileri, İngiliz eğitim sistemi, 60’ların kültür devrimi, kitaplar, mekânlar, tarih, kimlik.