Gurur… Berd’in gözlerinin derinliklerinden haykırdı kuvvetli varlığını. Şanlı bir zafer bile bu sahne kadar anlamlı olamazdı. Yolunun önünde diz çöktü eli kanlı savaşçıları. Ağır ağır yürüdü yarattığı mabede sonra. Bir elinde Axomghot’un mukaddes sancağı, diğerinde Tyekajin’in üçlü kılıcı… Ayaklarını geçirdi kimi ölü başın ağzına, kiminin burnuna bastı. Her birinden üstünde bir iz kaldı.
Sadece bedeni değil, ruhu da yükseliyordu ölülerin üstünde. Zirveye ulaştığında, garip bir heyecan dalgalandı yüreğinde. Galibiyetten daha ulvi bir tat… Başarıdan daha kuvvetli bir haz hissetti. Sancağı dikti en tepeye. Sağ eliyle sapasağlam tuttu demirinden. Sol elindeki kılıçla selam verdi onu izleyenlere. “Yesssaaaaaah!” diye kükredi tüm Yeriyaako’ya. Güneş bile korkmuştu sanki ondan. Ürkekçe saklanıyordu mor bulutların ardına, kaçar gibi batıyordu Kahir Denizin ufkundan.