Laura tıpkı bizimki gibi bir dünyada yaşamaktadır. Yaşadığı yerin tek farkı, her türden rüyaya ev sahipliği yapan akıl almaz Diyar’ı içinde barındırmasıdır. Diyar’a yalnızca, gerçeküstü rüyalar yakalayarak bunları müthiş rüya saraylarında seyircilere aktarabilen ve rüya avcısı olarak bilinen çok az insan erişebilmektedir. Avcıların eşsiz hayallerini tecrübe etmek isteyenler gösteriler için kasabaya akın etmektedir.
On beş yaşındaki Laura ile kuzeni Rose, rüya avcılarının kızlarıdır ve Diyar’a girip giremeyeceklerini öğrenme vakitleri gelip çatmıştır. Ancak keşfetmek üzere oldukları gerçeklere ikisi de hazırlıklı değildir. Hayranlık uyandıran bu yerde Laura’nın düşlerle dolu çocukluğu sonlanırken bir kâbus başlayacaktır.
“Şimdiye kadar okuduğum kitaplardan çok farklı. Karakterler çok gerçekçi; görünüşlerini, seslerini veya farklı durumlarda verecekleri tepkileri tahmin edebiliyorsunuz. Onlarla vakit geçirmek istiyorsunuz. Yaratılan dünya ise müthiş ve eşsiz; Diyar’a gitmeyi ve bir rüya sarayında uyumayı arzuluyorsunuz.”
Stephenie Meyer, Twilight’ın yazarı