Değişim zannettiğin şey ya kendi etrafında dönüp durmansa?
Ölümlü insanoğlu, ölümsüzlüğüne uyanacaktır bir gün...
Unutulmayana ve unutanın zihnindeki kaçışa...
Geçmeyene ve geçen her şeyin ardında bıraktığı kasıtlı izlere...
Sonsuza ve sonsuzun içindeki hakikate...
Gidene, geri dönmeyene ve dönenlerin kalbindeki pişmanlığa...
Olmakla olmamak arasındaki dengeye...
Yokluğun varlığı inkâr edemeyişine...
Yarının yazgısını inşa eden şimdiye...
Sana, bana, bize ve her şeye...
Aklın içinde, TİN’in gizeminde ve TÖZ’ün üzerindeki iradeye...
Nefse, nefese ve sese...
Bitimsiz bir nefs sınavı içinde deneyimlenen bir nefeslik yaşamın amacı ölüme varmak olabilir mi hiç?
Sence bu kutsal yolculuk, sadece son nefesi vermeye hazırlanmak için mi gerçekleştiriliyor?
Hayır!
Çünkü insan ölmek için değil, tanrısallaşmak için tekâmül eder. Tanrısallaşmak, tekâmülün amacıdır.
Yaşam yolculuğu huzurlu bir ölüme varmaktan öte, yaratımın sonsuzluğunu gerçekleştirmek üzere tasarlanmış bir süreçtir.
Ölümlü insanoğlu, ölümsüzlüğüne uyanacaktır bir gün.
Nevşah Karamehmet’in “Nefs” üçlemesinin TİN’den sonraki ikinci kitabı olan TÖZ’de Fatma’nın, Selim’in, Cengiz’in, Aslı’nın, Asu’nun, Behçet’in, Esra’nın, Kerim’in, Ahmet’in, Gülşah’ın, Arthur’un, Excalibur’un, Merlin’in, Tutmosis’in, Hatşepsu’nun ve RA’nın sarmal zaman döngüsü içinde birbirine değmeden ama birbirinin tesirini duyarak akıp giden öyküleri, eşsiz bir tanrısallaşma tecrübesine dönüşüyor.
Dünya denen çoktan yaşanmış ve bitmiş bir sanrının içinde burada bulunma amacını hatırlayabilmeyi başaranların tanrısallaşmayla tekâmül edecek olan yolculuklarına rehberlik eden Nevşah Karamehmet’in felsefe, bilim, teknik, duygu ve deneyim dolu romanı TÖZ, anlatım zenginliğiyle de öne çıkmayı başarıyor...