Kapıcının oğlu Hasan Karaca, başını kaldırıp merdivenlere baktı, ne kadar çok basamak vardı. Döne döne gidiyordu üst katlara. Taa yukarılara doğru gittikçe küçülüyordu basamaklar. Küçülüyor mu, yoksa öyle mi görünüyordu? İkinci kat, üçüncü kat, beşinci kat... Ekmek sepetini koluna alıp tırmanmaya başladı. Diğer elinde kalem ve defter vardı. Babası kaloriferi yakarken Hasan da dairelerin sabah ekmeğini dağıtırdı. Herkesin bozuk parası olmazdı. Kimisi ödünç alır, kimisi fazla para verirdi.