“Bozulmayan ne kaldı? Silâhlı Kuvvetlerin başına neler geldiği, bağımsızlığı sözde kalan yargının ne durumlara düştüğü ortada. Eğitimde dinselleşme, demokraside hukuksuzluk, eşitsizlik, değişik baskılar, tutuklamalar, geciken adalet, ayrışma, karşıtlıklar, ekonomide, turizmde, kentleşmede, ahlâkta, siyasette bozulmalar, Atatürk heykellerine saldırılar, ilkelerini yadsımalar, tarikatçılık ve şeriatçılık kalkışmaları, toplumsal barışa ve akademisyenlerle gazetecilere yönelik kıyımlar. Yollar ve köprülerin nelere mal olduğu, neler getirip götürdüğü iyice anlaşılınca değeri biçilir. Kaldıki devlet, elbet bunları yapacaktır.
Aldatıcı, abartılı, dolambaçlı ve ikilemli söylemler, gerçekdışı savunma ve sunumlar, karşı görüşleri karalama ve suçlamayla yanıtlamaya çalışarak övülen düzenleme demokrasinin, hukuk devletinin, özgürlüğün, güvenliğin, adaletin ve lâikliğin getirdiği aydınlığın ölüm fermanı sayılsa yanlış olmaz.”