GÖLGE: Siyah taş, siyah taş uyan! Siyah taş, siyah taş anımsa! Taşı kaydır, kapağı aç ve güneşin ışıklarından koru kendini, bunca yıllık karanlıktan sonra gözlerini acıtacak ışığın rengi…
ARAVİND: Ben Aravind. Uzun zaman oldu ben buraya geleli. Doğan güneş karanlığa gömüldü. Uzun zaman oldu ben buraya geleli. Kum saati akmaktan yoruldu ve zaman intikam almak için ruhlarımızdan, durdu! Birazdan söyleyeceklerime kulak kesileceğinizi bilmesem hiç çıkmazdım bu balçıkla sıvanmış yolculuğa…
Çaturanga adlı kente bir yabancı gelir ve kendisini labirentlerle örülmüş bir oyunun içinde bulur. Asla tamamlayamayacağı bu oyun onu, kendisi ve gölgesi ile savaşacağı bir yer altı dünyasına sokar. O; kazanmak ile kaybetmek, düş ile gerçek arasındaki ikilikte dolaşır ve yaşamın kısır döngüsünü yineler. Lotus Pokus ve Gölgesi, okurunu aynadaki görüntüsüyle karşılaşacağı bir oyunun içine davet ediyor. Kremalı Çörek ise Peripeti Albatros’un hikâyesi. Hızla tükettiğimiz dünyada oyunun sonunu geciktirmeye çalışan çocukların hikâyesi… Hadi, güneş portakal rengi olana kadar vakit var!