Etkileşim Bağımlılığından Mavi Balina’ya
Hakimiyet hiyerarşisinin dijital ortamda yeniden biçimlenmesiyle paylaşımlara alınan “beğeniler”; kullanıcılar arasında takas edilen, hep daha fazlası arzulanan, bağımlı kılan, esarete sürükleyen, karşı konulamaz bir yükseliş arzusunun sembolleşmiş hâli oldu. Bu durum öyle geniş kitlelere yayıldı ki kendini üstün hissetme saplantısını temsil eden narsisizm bir kusur olmaktan çıkıp “norm” haline ulaştı. Böylece yaratılmış sanal cennette, bu kolektif rüyada “kim daha pozitif” savaşı başlamış oldu. Kim daha güzel, kim daha kaliteli yaşıyor, kim daha bilge, kim daha şefkatli, kim daha zeki, kim daha tapınılası? Narsisizmin ateşi “olumluluk yarışı” içerisindeki insanlığı yakıp kavururken üç temel gruba fırsatlar sundu: internet girişimcileri, kişisel gelişim tacirleri ve psikopatlar.
Her Altıkırkbeş okuru bilir ki:
”Dipsiz, karanlık bir uçuruma yeteri kadar uzun bakarsan, uçurum da sana bakmaya başlar.”