Gülseren'le Necip için bu iki gün, rüya gibi geçmişti. İkisi de bu rüyanın büyüleyici akışına kendilerini kaptırıp gitmişlerdi. Birbirlerine son derece müşfik ve tatlı muamele etmişler, herkeste, çok sevişen bir karı koca hissini uyandırmışlardı.
Hatta Gülseren, Necip'in bu oyunu çok iyi götürerek bir defa kendisine "Karıcığım." bir defa da "Peki sevgilim." dediğini duymuştu.
Buna karşılık Necip de onun kendisine hitap ederken "Necipçiğim, haydi şunu sen yapıver." gibi tatlı, yumuşak cümleler sarf ettiğini hatırlıyordu.
Halk arasında çok okunan romanların yazarı Muazzez Tahsin Berkand, eserlerinin çoğunda güçlü kadın karakterleri yansıtmış; çoğunlukla aşk konularını ele aldığı bu eserleri pek çok baskı yapmış ve filme alınmıştır.
Romanlarında İstanbul'u ve o zamanın yaşayışını pek güzel resmetmiş; şimdilerde bizi belki de özlemle anılan o günlere, incelikler deryasına götürmüştür. Öyle ki Selim İleri, yazarın eserleri için şu güzel tanımlamayı yapmıştır:
"Muazzez Tahsin Berkand'ın romanlarında, eskilerin 'aile terbiyesi' dedikleri, yıldızı sönüp gideli epey olmuş o yaşama biçimi, yaşama görgüsü daima duyumsanır."