Ben Mercan Karahan Özbay. Namıdiğer Telli Karahan. Bir kış günü, etrafı karlı ve yüksek dağlarla kaplı, her yere uzak, cevizi ile ünlü Kozdere adlı bir Alevi köyünde, yoksul ve neşeli bir ailede doğmuşum. Beni güler yüzlü Fatma Yılmaz ebem doğurtmuş. Bin dokuz yüz kırk dokuz yılının, üç Mart sabahı, şafak atınca Zühre yıldızıyla aynı anda doğmuşum. Yaşlılar doğduğum günde her tarafın kuşak boyu kar içinde olduğunu söylüyorlar. O zamanlar adam boyu kar yağardı. Kış mevsimi çok çetin geçerdi. Adım için herkes kendine göre bir ad düşünmüş. Elif Han ablam Seher olsun demiş. Amcamın karısı Sultan ise Şafak olsun demiş, alaca karanlıkta doğduğum için. Teyzem ise Tanyıldızı olsun demiş. Amcam Süleyman’da Mercan olsun demiş. Sonunda amcamın dediği gibi olmuş. Çünkü o zaman ailenin en büyüğü Süleyman amcam olduğu için, sözüne kimse itiraz etmemiş. Amcamın başka köye gelin giden bacısının da adı Mercan imiş. Amcam severken bacım Mercan, bacım Mercan deyip kucaklardı. Babam da canım bacım, canım bacım diye severdi.