Tüm başlangıçlar sonun habercisidir ve anlattığımız hikâyeler çoğu zaman bu ikisi arasında olup bitenlere dairdir. Ama şimdi duralım, başladığımız yere dönelim, en başa, ilk âna; doğum: Yaşamın karşı konulmaz çağrısı. Yazar, bizi oraya, ciğerlerimizin açıldığı, sonra olup bitecek her şeyi başlatan ilk nefese, bitişin bize fısıldandığı o ilk yere götürüyor.
Ciğerlerinin Açıldığını ile hayat; en sert, en sarsıcı, en utanç verici yanlarıyla karşımızdadır. Yaşamak, başka türlü yaşamak, nasıl yaşayacağını tayin etmek, en azından “öteki”nden daha iyi bir yaşam hakkı koparmak ne kadar mümkün? Mürüvvet Özpehlivan, yaşamda kalabilme çabası içindeki kadınların, yaşamak için verdikleri uğraşı ve telaşı; mecbur kaldıkları için sahip oldukları cesaretle verdikleri mücadelenin sesini dinliyor ve bunun yankısını dinletiyor okuruna.