Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa Modeli

Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa Modeli

  • Yayınevi:
  • Yazar:
  • ISBN:
    9786053150688
  • Stok Adedi:
    -
  • Sayfa :
    222
  • Ebat :
    16 X 24
  • Basım Tarihi:
    03.11.2015
  • Son Basım Tarihi:
    03.11.2015 2.Baskı
435,00 ₺

Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa Modeli


ÖNSÖZ

Günümüzden 23 yıl önce, 1992 yılının Ocak ayında “Türkiye Cumhuriyeti Yurttaş Hak ve Özgürlükleri Anayasası” adıyla Türkiye için yeni bir anayasa önerisi yayınlamıştım.

Anayasa önerimiz insan hak ve özgürlüklerini çağdaş ölçüleriyle içermesinin yanısıra “yönetime doğrudan katılma hakkı” ve “katılımcı demokrasi ilkesi” çerçevesinde yerel yönetimlere dayalı bir yönetim sistemini de kendine temel almıştı. Bu yönüyle yayınlandığı tarih itiba-riyle yeni bir açılımı, iller ölçüsünde siyasi nitelikli özerk yerel yönetim anlayışını siyasi gündemimize taşımıştı.

Bu kitap, yayınlamış olduğumuz Anayasa önerimizin temelini oluşturan yerel yönetimlerikendine konu almıştır. Yerel yönetimlerin doğuşunu, gelişmesini, siyasi ve hukuki özelliklerini, siyaset ve hukuk öğretileri bakımından yerel yönetimlerin günümüze ışık tutan ilke ve ölçütleri çerçevesindeki değerlendirmeler kitabımızın ana konusudur. Bu bağlamda, yerel yönetimlerin günümüz Türkiye’si bakımından taşıdığı anlamı ve değeri üzerinde durulmaktadır.

Ayrıca, 1992 yılında yayınladığımız Anayasa önerimiz ve Sunuş yazısı da bu kitabımızın içeriğinde yer almaktadır. Ancak, 1992 tarihli anayasa önerimizin yasamaya ilişkin kuralı, bu yayım kapsamında yapılan bazı değişiklikler ile yeniden düzenlendi. Böylelikle yönetime doğrudan katılma hakkının kullanımına olanak verilmesi amaçlamaktadır. Öte yandan, toplumsal mutabakat ve alışkanlıklar gözetilerek önceki anayasa önerimizdeki bir-iki kavramı da değiştirmiş bulunmaktayız. Ayrıca, Anayasa önerimizin Başlangıç Bölümü yeniden ve daha kısa olarak kaleme alınmıştır. Özerk Yerel Yönetim ve Katılımcı Demokrasi Yaklaşımıyla Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa Modeli VI

 

Bu ek düzenlemeler ile Anayasa önerimiz Osmanlı-Türk Anayasa-cılık Hareketi bakımından yeni bir açılımı da gerçekleştirmiş olmaktadır. Bu açılım üzerinde kısaca duralım.

Bilindiği gibi Osmanlı’dan günümüze Türkiye’nin anayasacılık geleneği “temsili demokrasi”temelinde oluşmuş ve gelişmiştir. Halkın yasamaya katılımı ancak seçtikleri temsilcileri aracılığı ile gerçekleş-mektedir. Bu yöntem demokrasinin bilinen yaygın bir uygulama biçimi-dir. Tarihimiz boyunca anayasalarımızın hiçbirinde halkın yönetime doğ-rudan katılımına ya da “yerel demokrasiye” olanak veren böylelikle katılımcı demokrasiyi gerçekleştirmeye yönelik bir düzenleme söz konusu olmamıştır. Anayasa önerimiz, “temsili demokrasi” ile“yerel demok-rasiyi” birleştiren böylelikle katılımcı demokrasiyi gerçekleştirmeye yönelik bir uygulama biçimini öngörmektedir.

Bu yaklaşımımızın oluşumunda iki tarihsel deneyim anayasa öne-rimizin esin kaynağı olmuştur. Birincisi eski Yunan Sitelerinin yerel de-mokrasi uygulamasıdır. İkincisi ise, temsili nitelik taşımakla birlikte, demokrasi uygulamasını özerklik temelinde ve iller ölçeğinde küçülterek benimsemiş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat hazırlamış olduğu 1921 Anayasasının (“Teşkilât-ı Esasiye Kanunun”) düzenlemeleridir.

Ancak, M.Ö. 4. Yüzyılda yaşanan eski Yunan demokrasi uygula-malarından günümüze kadar yaşanan çok yönlü gelişmelerin ve ekono-mik, sosyal, politik ve demografik değişimlerin sonucu olarak demokrasi, artık yalnızca iller için değil, daha geniş coğrafi alanları kapsayan ülkesel sınırlar çerçevesinde uygulanmaktadır. O nedenle, elbette ki antik Yunan ve Roma’da site (kent) ölçeğindeki yerel demokrasilerin bilinen şekliyle uygulanabilme olanağını ortadan kaldırmıştır. Bu durum demokrasinin yeni uygulama biçimlerinin gündeme gelmesini gerektirmektedir.

İşte bu durum, kanaatimizce katılımcı demokrasinin bir uygulama biçimi olarak “temsili demokrasi” ile “yerel demokrasi” uygulamalarının bir bütünün parçaları bağlamında ele alınması düşüncesini gündeme getirmiştir. Anayasa önerimiz, bu gereksinimle “yerel demokrasi” ile “temsili demokrasi” uygulamalarını içiçe geçmiş şekliyle yasama sürecinin birbirinden ayrılmaz parçaları olarak ve fakat yerel demokrasi uygulamalarını yerel demokrasiye olanak sağlayan ilçe, semt, mahalle köy gibi daha küçük toplumsal özerk birimler üzerinden düzenlemektedir. Önsöz VII

 

Bu bağlamda belirtelim ki, anayasa önerimizdeki değişikliklerin yapılmasında İsviçre Kantonlarının yerel demokrasi uygulamalarının yanısıra, 1979-1980 yıllarında yaşanan Fatsa yerel yönetim deneyimi, yakın zamanlarda da İzmir’in Urla ve Karşıyaka kent meclisleri ileBir-leşik Haziran Hareketi’nin yerel meclislere dayalı yapılanması da çalış-mamıza ışık tutmuştur. Öte yandan, “halk demokrasisi” ya da “gerçek demokrasi” anlayışına dayalı düşünce sistemleri çalışmalarımızın temel kılavuzu olmuştur.

Kuşkusuz ki Türkiye için önerdiğimiz Anayasa, İnsan Hakları Belgelerini ve özellikle de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Söz-leşmesi’nin ilke ve kurallarına dayanmayı çağdaş demokrasinin temel kaynaklarının gereği olarak görmektedir.

Umarız ki bu çalışma Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesine ve demokratik bir anayasa için süregelen girişimlere ve bu doğrultudaki tartışmalara katkıda bulunur.

***

Aşağıda tarihe not düşmek bakımından “Yeni Bir Anayasa İçin Yapılan Girişimlerin Kısa Tarihçesi” ile ilgili bazı gelişmelere ve olu-şumlara da işaret edeceğiz. Bu bağlamda, bazı sivil girişimlerin ve siyasi merkezlerin yayınladığı örnek nitelikteki yerel yönetimler ile ilgili özgün belgelere kitabımızın ekinde yer vermekteyiz. Demokratik Cumhuriyet Programı Girişimi,Haklar ve Özgürlükler Platformu ve Barış ve De-mokrasi Partisi anayasa önerilerinin yerel yönetimlere ilişkin düzenle-meleri bunlardan başlıcalarıdır.

Ayrıca, kitabımız, yerel yönetimlere ilişkin düzenlemeler içeren gerek tarihimizde yer alan, gerekse çeşitli ülkelerin anayasal düzenleme-lerini de belgeleri de bu kapsamda okuruna sunmayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede Büyük Millet Meclisi’nin 1921 yılında kabul ettiğiTeşkilât-ı Esasiye Kanunu ve Halkçılık Beyannamesi (“Halkçılık Programı”) ile Avrupa Konseyi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Sözleşmesi, Fransa, İtalya, İspanya, Küba anayasalarının yerel yönetim ile ilgili dü-zenlemelerini de bu kapsamda sayabiliriz.

Tüm bu belgeler elbette ki yerel yönetim uygulamaları bakımından gözönünde bulundurulması yararlı olabilecek önemde ve değerdedir. Çağdaş gelişmeleri kavrayabilmek bakımından da son derece önemlidir. Özerk Yerel Yönetim ve Katılımcı Demokrasi Yaklaşımıyla Türkiye İçin Yeni Bir Anayasa Modeli VIII

 

Son olarak belirtmeliyim ki, bu çalışmanın oluşmasında katkıları nedeniyle meslek büyüğümüz ağabeyim Avukat Enis COŞKUN’a ve değerli meslektaşım ve dostum Avukat Hülya Taşpulat’aiçten duygula-rımla teşekkür ediyorum.

Yine bu bağlamda bu çalışmanın siyaset, hukuk ve düşün dünyasına ulaşmasındaki katkıları nedeniyle başta sevgili meslektaşlarım ve Legal Yayınevinin yaratıcıları Avukat Ramazan ÇAKMAKÇI ve Avukat Lütfü BAŞÖZ başta olmak üzere LEGAL Kitapevi A.Ş.’nin yönetici ve tüm çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyorum.

31 Temmuz 2015

Atilla COŞKUN

Basım Tarihi: 03.11.2015
Son Basım Tarihi: 03.11.2015
Kaçıncı Baskı 2.Baskı
Kağıt Türü 1. Hamur
Kapak Türü Karton
Barkod: 9786053150688
Hata bildirebilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.