"Asla bir Karadenizli ile evlenmem!"
Kendime yediremiyordum. Benimle evlenmek istediğini annesinin aracılığıyla ileten bu adam; kendini şimdi bana farklı bir kişi olarak tanıtıyordu.İntikam almam artık kaçınılmazdı.
“Evli misin?” diye sorduğumda şaşırdı.
“Hayır,” dedi. Soğukkanlılığımı korumaya çalışarak devam ettim.
“Peki, nişanlı olabilir misin ya da bir kız arkadaşın var mı?” derken göz ucuyla ellerine baktım. Bunu bilinçli yapıyordum.Sorduğum sorular onu şüphelendirmiş olmalıydı ki, bana tereddütle bakarken yine, “Hayır,” dedi.
“Güzel!” dedim neşeyle.
“Beni kaçırsana!”
Kendini sıradan biri sanan, aşka inanmayan Şahsenem, intikam uğruna giriştiği bir oyunda, aşk ve inanışları arasında kalınca tüm planları alt üst olur.Şimdi risk alma sırası kendisine gelmiştir; bu oyunda hem kalbini hem de kendini korumak zorundadır.
Peki ama hiç beklemediği bir anda gelen aşka karşı koyabilir miydi kalbi?
Hem, aşk bir masal değil miydi?
O zaman, masallar nasıl gerçek olabilirdi?