Bizler çoklu evrenler değil; yüksek benliğimizin, frekansı olarak belirlenmiş varlıklarız. Rüyalarımızdan öz benliğimize, gerçeklere ve ötesine uyanmalıyız, yaşadığımız hayatın yalnızca bir oyun olduğunu anlamalıyız. İster gerçek isterse hayal olsun, ister uykuda ister uyanık olalım, bir şekilde ruhun frekans olarak bedenlenmiş şekli olup bu dünyada seçtiğimiz ve deneyimlemek istediğimiz rolümüzü oynuyoruz. Ve sahne frekans olarak bedenlenmiş ruh onu terk edene kadar devam ediyor, ara vermeden. O zaman rolü en güzel şekilde oynamak lazım, diğerlerine ve kendimize en az zararı vererek.
Bu kitabı tesadüf almadınız, okumadınız. Burada sizinle tesadüf eseri buluşmadık. Bu yaşam oyununuzun, oyunumuzun en güzeli, en mutlusu, en huzurlusu, en sağlıklısı, en uzunu olması dileği ile birbirimize yardım için buradayız, beraberiz.’