Ölüm kaçınılmaz bir son olarak karşımızda durur. Bunu bilir, ama ölümü kendimize yakıştıramayız. Hatta her ölüm, kendi ölümsüzlüğümüze duyduğumuz öznel inancı biraz daha pekiştirir. Ama yaşamın her adımı ölüme dönüktür. ölümü inkâr, sıkıntılı bir ruh halinin kapılarını aralar. ölümü bilmeden, tanımadan geçen her yaşam, anlamından çok şey kaybeder. ölüm hakkındaki her düşünce, özünde yaşama ilişkindir. ölümle yüzleşmek, onu tanımak ve kabullenmek psikolojik iyi olmanın kapılarını aralar. Ancak modern yaşam, ölümü gündelik yaşamımızdan acımasızca çıkarır; ölüme yabancılaştırır ve yaşamı eksiltir. Oysaki yaşamı anlamlı kılmak; varoluşsal gerçeklikle yüzleşebilmek; ölümü anlayıp, kabullenebilmeğe bağlıdır. Elinizdeki kitap, yaşamın anlamını bulmada ölümün eşsiz yerine vurgu yapar. ölümü anlama ve tanımanın yollarını sunmaya çalışır. Türkiye’de bir ilk olan “ölüm Eğitimi” kitabı alanında önemli bir eksikliği gidermektedir. Bu yönüyle “ölüm Eğitimi” kitabı, ölüme yabancılaşmanın ve onu inkâr etmenin yarattığı problemleri anlama ve çözmede psikolojik yardım alanında çalışanlara değerli katkılar sağlayacağı umulmaktadır.