Raymond Queneau yirminci yüzyıl Fransız yazınının en ilginç ozan ve romancılarından biridir. Yıllar yılı, her yeni şiir kitabı, her yeni romanı yeni bir şeyler getirmiş, şaşırtmış, coşturmuş, alıp götürmüştür. Ama yeniliği de, şaşırtıcılığı da, coşturuculuğu da, sürükleyiciliği de öncelikle yalınlığındadır. Queneau, en azından görünüşte, şiirlerini ve romanlarını günlük yaşamdan, günlük dilden, sıradan insanlardan, büyük ya da küçük kentin sıradan sokaklarından çıkarır. 1959’da bir yazın olayı olarak karşımıza karşılanan Zazie Metroda belki de onun kendine özgü yaratıcılığının doruğunu oluşturur. Paris’e gelip de grev yüzünden metroya binemeyen uyanık mı uyanık bir küçük kızın iki günlük serüveni çevresinde birçok kişinin birbiriyle kesişen, ama sıradanlığı ölçüsünde ilginç serüveni roman boyunca şiirsellikle dolup taşan bir gülmece evreninde yaşatır bizi, kaynağını günlük halk dilinden alan, benzersiz bir dil şöleni oluşturur. Ayrıca, Queneau’nun tüm yapıtlarında olduğu gibi, Zazie Metroda da yalınlığın yavaş yavaş bulgulanacak bir derinliğin görünür yüzü olduğunu belirtmek gerekir.