Soğuk bir kış akşamı Minneapolis’te genç bir kızın vahşice katledilmiş gibi görünen bedeni bir aracın bagajından fırlayarak trafiğin ortasına düşer. Teşhis edilmesi imkansız olan bu kız, yılın dokuzuncu isimsiz kurbanı olarak kayıtlara geçer. Cinayet dedektifleri Sam Kovac ve Nikki Liska, sadece onun kim olduğunu değil, bunu ona yapacak kadar kimin ondan bu denli nefret ettiğini de bulmaya çalışacaklardır. En büyük korkuları ise Doc Holiday adını verdikleri dehşet saçan bir seri katilin de dokuzuncu kurbanı olma ihtimalidir.
Amerika’nın göbeğinde aracıyla çapraz hatlar çizerek ilerleyen Doc Holiday, kurbanlarını rastgele seçmekte, onları bir şehirden alıp cesetlerini başka bir şehre bırakırken daima tatil günlerini hedef almaktadır. Eğer 9. kurban onun kurbanlarından biriyse, tüyler ürpertici oyunu, yeni ve çok daha korkunç bir seviyeye gelmiş demektir. Diğer tarafta Kovac ve Liska gerçekleri irdeledikçe, kızın hayatındaki canavarlar da yüzünü göstermeye başlar. Bambaşka bir kız daha ortadan kaybolunca, şu soruyla akıllar daha da karışır: Hangisi diğerinden daha korkunç? Şeytani ölüm planını hazırlayan kişinin size uzak olması mı, yakın olması mı?