Alevilik konusunda, resmi ya da gayri resmi literatür hala bir çifte standartla örülüyor. İnançboyutu söz konusu olduğunda İslam karşısındaki özgünlüğü, farklılığı bir suçlamaya dönüştürülüyor; etnik kökeni söz konusu edildiğinde de İmparatorluğun kılıç artıkları
olarak gösterilmek isteniyor. Bu ırkçı, ideolojik efsanelerin neden üretildiklerine de kısmen değinme olanağı doğdu. Elinizdeki çalışmanın ağırlık noktası şöyle ifade edilebilir:
XIII. yüzyıldan günümüze değin Anadolu’ya göç eden Oğuz Türkmenleri ve Kürtler başta olmak üzere diğer komşu halkları imparatorluk dönemlerinde ümmet bilinci içerisinde İslam adına Araplaştırmak, Farslaştırmak; cumhuriyetle birlikte ise Türkleştirmek ve Hanefileştirmek serüveninin trajik boyutunu sergilemektir."