Şeyh Sadüddîn Mahmûd b. Abdülkerîm b. Yahyâ Şebüsterî'nin Gülşen-i Râz'ı, Sühreverdî şeyhi Horasanlı Mîr Hüseynî-i Sâdât'ın bir mektup ile Tebriz âlimlerine şiir şeklinde yönelttiği felsefî ve tasavvufî sorulara cevap olmak üzere kaleme alınmıştır. Tasavvufî aşkı, özellikle tasavvufî mecazları ve sûfîlerin bu mecazlardan kastettikleri manâları anlamak için Gülşen-i Râz, başvurulması gereken en önemli kitaplardandır. Gülşen-i Râz, yazıldığı tarihten itibaren vahdet-i vücûdu anlatan ve mecazları yorumlayan müelliflerin Kur'ân ve hadislerden sonra başvurdukları ana eser olmuş, birçok kişi tarafından şerh edilmiştir.
Şebüsterî'nin Gülşen-i Râz'ı üzerine yazılan ve en değerli şerh olarak ilgi gören, Şemsüddîn Muhammed-i Lâhîcî'nin Mefâtîhu'l-İ'câz fî Şerhi Gülşen-i Râz adlı eseridir. Muhyiddîn İbnü'l-Arabî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin görüşlerini taşıyan Lâhîcî, diğer sûfîlerin görüşlerinden de yararlanarak bu eseri hazırlamış ve dönemin ünlü mutasavvıfı Abdurrahmân-ı Câmî'nin de takdirlerini almıştır.
Elinizde bulunan Câm-ı Dil-nüvâz adlı eser, Lâhîcî'nin söz konusu eserinin, Cemâleddîn Muhammed Hulvî tarafından, kısaltma ve eklemelerle Osmanlı Türkçesine aktarılmış hâlidir. Eserin, Davud Paşa, Sultan Ahmed, Şehzade ve Fâtih camilerinin vâizliğinde bulunmuş; Sünbülî ve Gülşenî şeyhi olarak, mukabele günü olan perşembeleri Mesnevî okutmuş bir zat olan Muhammed Hulvî tarafından kaleme alınmış olması ayrıca dikkate değerdir.
Sait Okumuş tarafından sadeleştirmeksizin açıklama ve notlarla günümüz harflerine aktarılan ve orijinal metni ile sunulan bu çalışma, tasavvufî düşünceyi öğrenmek, bu düşüncenin dilini anlamak ve Osmanlı Türkçesini geliştirmek isteyenler için önemli bir kaynak olacaktır.