Geçmişe baktığımızda, yaşanmışlığın öğrettiği, modernleşmenin kendi kültürünü ve kurumlarını "arzulardan temennilerden değil tecrübelerden çıkarttığıdır. Batıyı bir bütün olarak benimsemeyi öngörenlerin hayatlarını, bu coğrafyaya ait yerlilikten, fikirleri kadar kolay kurtardıkları söylenemez. Zihni fanteziler ile yaşanan arasındaki mesafe arasındaki sayısız siyasi versiyon için de söz konusudur. Bu ülkede yaşanan her kesimin eleştirileri kadar ortak kültürel alan için önerileri de olmalıdır, bunlardan yaygın kabul görenler genelleşerek yeni bir milliliğin zeminini oluşturacaktır. Demokrasinin güçlendiği entelektüel evrenin genişleyip tartışma konularının zenginleştiği, heterojen bir kültürel iklimde ortak yaşamın oluştuğu özgür iletişimin sağlandığı ve geniş kitlelerin iletişimde etkin failler haline geldikleri bir Türkiye bu alandaki sorunlarını daha kolay aşabilecektir.