Ekrem Hakkı Ayverdi, Türk’ün maddesini de mânâsını da teknik heyûlasına teslim etmeden evvel meydana getirmiş olduğu mîmârî âbidelere, ilân-ı aşk ölçüsünde bir el uzatarak, onları adeta münferit birer harf gibi yan yana dize sıralaya, okunur cümleler hâline getirmesini başardı. Nihayet, bu mânâ kazanmış cümleler, günün birinde, muazzam kitaplar oluverdi. Amma harflerin kelime, kelimelerin cümle, cümlelerin de nihâyet kitap olabilmesi için çektiği çilelerin bir ibâdet kadar mukaddes olduğuna şâhitlik edecek ehl-i insaf kimseler, dizi dizi sırada bulunuyor. Hele bu, altı yüz sene Türk vatanı olarak imâr edilmiş Rumeli âbidelerinin tesbiti yolundaki çileli gayretine, kendisi ile dağ taş dolaşarak, meşakkatlerine ortaklık eden bilgili, müşfik ve mümtaz zevcesi İlhan Ayverdi, en doğru sözlü şâhitlerin başında sayılabilir.
Sâmiha Ayverdi