Yıl 1998... Beyaz Saray ve ABD siyaseti Başkan Clinton'ın skandal ve itiraflarıyla çalkalanırken, küçük bir Amerikan kasabasında da fırtına öncesi sessizlik sona ermek üzeredir. Irkçı damgası vurularak hakkında başlatılan, cadı avından farksız bir soruşturma sonucu kariyeri yerle bir edilmiş Profesör Coleman'ın hayatındaki sır perdesi aralandıkça şaşırtıcı ve ürkütücü gerçekler çıkar ortaya. Çatışan ahlak anlayışlarının ve ideolojik bölünmelerin, aleni suçlamalar ve arındırma ayinleriyle kendini gösterdiği 1990'lar Amerika'sının boğucu atmosferinde, bir insanı lekeleyerek hayatını altüst eden olayların toplumsal ve bireysel yönlerini yansıtan İnsan Lekesi, tek kelimeyle sürükleyici ve sarsıcı bir roman. Önceki romanlarından tanıdığımız kurmaca roman kahramanı, yazar Nathan Zuckerman, Coleman'ın geçmişe gömülmüş sırlarını araştırırken Philip Roth da her zamanki şahane üslubuyla ABD toplumunun bilinçaltına uzanıyor. Üretkenlikle ustalığı bir araya getiren Philip Roth, son yirmi beş yıla damgasını vuran romanlarıyla çağdaş Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. 60'lardan bu yana yazdığı her kitapla ülkesinde verilen saygın edebiyat ödüllerinden en az birine değer görülmesi bir yana, "20. Yüzyıl Amerika'sının usta vakanüvisi" unvanıyla da onurlandırılmış, son olarak da Man Booker Ödülü'ne layık görülmüştür. İnsan Lekesi bu unvanı ne kadar hak ettiğinin en açık göstergesidir. Pastoral Amerika ile başlayıp Bir Komünistle Evlendim romanıyla süren yolculuğun bu son halkasında 1990'lı yılları ele alan Roth, Amerikan ruhunun en ücra köşelerinde dolaşıyor.