Araç paylaşım modeli, son yıllarda çevrimiçi araç paylaşım uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte oldukça popüler hale gelmiştir. Bu uygulamaların kullanımı, erişim kolaylığı ve uygun fiyatlı yolculuk seçenekleri sunması sayesinde her geçen gün artmaktadır. Ancak, bu hızlı yaygınlaşma, araç paylaşım uygulamalarının yasal temeline ilişkin tartışmalara neden olmaktadır.
Bu çalışma, çevrimiçi araç paylaşımının yaygınlaşması ve tüketici sayısının artmasıyla birlikte ortaya çıkan yasal sorunları özellikle haksız rekabet düzenlemeleri çerçevesinde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, en yaygın araç paylaşım modeli olan Uber uygulaması örneğinden yola çıkılarak bu yenilikçi ve başarılı iş modelinin özellikle taksi operatörleri tarafından öne sürülen haksız rekabet iddiaları nedeniyle yaptırımlarla karşı karşıya kalması ele alınmaktadır. Çalışmada Uber'in paylaşım ekonomisindeki yeri ve getirdiği yenilikler değerlendirilirken, araç paylaşım konseptinin iş modeli ve yıkıcı yenilikçi etkisi, uluslararası otoriteler nezdindeki uygulamalar ve örnek mahkeme kararları da incelenmektedir.
Bu çalışmada ayrıca, Uber'in Türkiye'deki yasal konumu, karşılaştığı hukuki engeller haksız rekabet hükümleri kapsamında değerlendirilerek Uber ve benzeri araç paylaşım uygulamaları için uygulanabilir bir yasal çerçeve ve tanımlamanın olup olmadığına dair tahlil sunulmaktadır.