'Düş bahçemde aradım seni. Seni ilk bulduğum yerde kaybettim. İlk gördüğüm yerde aradım. Hem de çok. Yakamoz çiçeklerine sordum, hazan mevsimine seslendim, garbi yeline haykırdım seni. Ama sen yoktun. Bendeki seni bırakıp gitmiştin. Göyaşlarını avuçlarımda tutamadım .Geç fark ettim bana açtığın yüreğindeki sevdayı. Geç kalmıştım. Hayat geç kalanları affetmiyormuş meğer. Ama bendeki sen hala ilk günki gibi biliyormusun beyaz gülüm!..
Ben zaten hayatın benden çaldıklarını istemiyorum. Hayatın benden alamadıklarını sende bulmak istiyorum sadece. Çok mu şey istemiştim hayatttan? Seni bana çok görmüştü. Ölüm ayırdı bizi. Kader sana ölümü yakıştırdı bana ise yaşamayı.Ağlıyorum sana ve bana. Niçin ağaldığımı biliyormusun ? Yaşayabilecekken yitirdiğimiz günlere. Içimdeki senle bu acıyla yaşayacağım. Belki unutmayacağım ama alışacağım zaten unutmak alışmak demek değil miydi?'
Korkmaz bu eserinde; toplumsal gündemin bireyler üzerindeki baskısını, bu baskının ürettiği kişilikler ve modernitenin sokaktaki insanlar üzerinde bıraktığı yoksunluğu, bunalımı,yalnızlığı ve kendi gerçeğinden kaçan insanı konu etmektedir. Tüm bunları konu ederken tutkulu bir aşkıda merkeze alarak,modern yaşamda herşeyin maddeye indirgendiği süreçte aşka yeni bir tanım getirmektedir. Aldatmak, sadakat,güven,yalnızlık,değersizlik,aşk,dostluk,eğitim gibi konuları kurguda yoğurarak okura yeni bir yaşam felsefesini sunmayı hedeflemiştir…